Çocuklar Gibi - https://www.youtube.com/watch?v=QezytWkL8R4
Sevmek nasıl bir duygu peki?
Tanımlamalı mıyım, nasıl tanımlamalıyım? Bakışın desem anlar mısın? Güldüğünde kıvrılan dudakların desem ya da? Peki ya kokun, saçların? Sevmek sarıldığımda kokunu içime çekmek, parmaklarımı saçlarında gezdirmek desem anlatabilir miyim? Gözlerime bakınca ruhumu gören sen, görebilir misin benim gözlerimden kendini? Görebilir misin ellerimi sımsıkı tutan ellerindeki sıcaklığı, gözlerime değdiğinde yüzüne yerleşen gülümsemeyi? Kim bilir neler dersin görebilsen. Kim bilir nasıl güzel gülersin…
Sevmek başım göğsündeyken baktığım gökyüzü, omzumda kapanan gözlerini izlerken ruhumu dolduran huzur, çimlerde yuvarlanırken içimde kahkaha atan kız çocuğu, üzerime sinen kokunda bulduğum mutluluk…
Ve sevmek, sevgilim, yüreğimin gezindiği her mısrada seni bulmak; her mısrada yeniden aşık olmak…
Şimdi şiir bence senin yüzündür
Şimdi benim tahtım senin dizindir
Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi
Şimdi sevmek gözlerine sığan göklerde huzur bulmak, sevmek sonsuzluklarca bakacağım yüzün… Dünyanın hiçbir tahtı cazip değil; senin kolların, senin dizin tahtken bana. Varsın dünyanın tüm tahtları dikilsin karşıma. Biliyorum, göğüsleyeceğim, tahtım güç olacak yarınıma.
Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum…
Gözlerinin ışığı alıyor gözlerimi. Ne ışık, ne sevinç, ne güzellik… Gözlerinde kaybolmaya aşık oluyorum, gözlerinde kaybolup kendimi bulmaya kapılıyorum. Yanına koşarkenki ışıltıları, beni izlerkenki buğulu aydınlıkları sarıyor ruhumu. Sessiz sedasız, sana tutuluyorum.
O kadar güzel gülüyor ki...
Tamam diyorum.
Bu kadar yaşadığım yeter.
Ve kimi zaman bir gülüşün neşesi tüm kötülükleri alıp götürür, derlerdi. İnanmazdım, inanamazdım. Kim, nasıl gülebilirdi benimle -benim kadar- düşünmeden, amiyane, ayıpsız. Senin gülüşüne rastlayınca anladım. Yaşamın kötülükleri aşamazdı gülüşlerimizin büyülü surlarını, hiçbir karanlık kirletemezdi ışığımızı.
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Senin kollarında ısıtıyorum içimi, senin gülüşünle aydınlanıp senin gözlerinde buluyorum huzuru. Sesim, nefesim… Ben senin her şeyin olurum, demiştin ya. Her şeyim, sevgilim… Ben sana mecburum, bilemezsin. Aşığım gözlerime daldığında büyüyen gözbebeklerine. Her neşene, her umuduna, her kırgınlığına, her öfkene, her umuduna ve her umutsuzluğuna; her halimle, her haline.
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen ki en değerli mücevheri kalbimin, en güzel hazinesi hislerimin. İnan sevgilim, seni saklayacağım, inan. Sesimde, sözlerimde, gözlerimde… Seni saklayacağım, sakınacağım sen istedikçe. Her şeyden saha sıkı sarılacağım, her hüzünden daha yakın olacağım. Seni sevip, seni bilip, seni anlatacağım sevmek nedir, diyenlere.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.
Görüyorsun ya sevgilim, çiçeklerimizi büyütüyoruz içimizde. Bizim bahçemiz, bizim çiçeklerimizle renkleniyor. Sessiz sedasız birleşiyoruz, biz oluyoruz. Onlarca güzel öykü, bir o kadar huzur dolu şiir, sonu olmayacak bir roman yazıyoruz. Beraber büyüyoruz, ‘’biz’’i beraber büyütüyoruz.
Sevmek, sevgilim, seni sevmek; senin tarafından sevilmek… Arıların bal yaptığı sesinde huzur bulmak, göğe dikilen gözlerimizi birbirimize çevirmek, göğsünde dalmak dünyanın en huzurlu uykusuna, dudaklarında kaybolmak, kollarında bulunmak… Gözlerimin gezindiği her şiirde, kulaklarıma dolan her şarkıda sana rastlamak… Sevmek, sevgilim… Seni sevmek, seni yaşamak, seninle yaşamak… Ve, biz olmak…
Şimdi yazılmış tüm aşk şiirlerine adıyorum satırlarımı, cüretkârca. Seni anlatmada eksik kalıyor hepsi, meydan okuyorum onlara. Her satırdan bir başka anlamını, bir başka parçanı damıtıyorum. Gözlerim kapandığında görüyorum yüzünü, kokun burnuma çalınıyor, sesinin büyülü tınısı kalıyor kulaklarımda. Kalbim çarpıyor, gözlerim parlıyor. Seni sevmek bu ya, yaşamım ışıldıyor.
Şimdi parlayan buğulu gözlerin, hızlanan kalbin, bilekliğinde gezinen ellerin, dünyanın en güzel kırmızısına bürünmüş yanaklarınla gözlerin satırlarımda geziniyor sevgilim. Hiçbiri yetmiyorsa da seni anlatmaya; kalbimden koparıp gönderim onları, kalbine konmaya. İyi ki sen, iyi ki biz. Seni anlatıyorum, seni yaşıyorum, seni hissediyorum.
Ve sevgilim, seni seviyorum...